Çayınızı, kahvenizi yanınıza almadıysanız hadi alın, bekliyorum. Çok soğuk ve lapa lapa kar yağan bir Ankara günün de dünyaya gelmişim. Güzel yurdumun her şehri bence çok muhteşem, her birinin ayrı kendine özel bir güzelliği var ama Ankara’nın yeri daima benim için ayrı olmuştur.

Lise öğrenimimi Ankara Atatürk Anadolu Lisesinde tamamladıktan sonra, Bilkent Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesinin Ekonomi bölümünden mezun oldum.

İlk itirafım tam da şimdi geliyor, aslında bu bölümü başlangıçta hiç istememiştim.
aramızda kalsın 😉

Hep hayalimde o yıllarda Uluslararası İlişkiler okuyup diplomat, sonrasında büyük elçi olmak vardı. Öyle ki, hiç unutmuyorum orta son sınıfta bu bölümü istediğime karar verdikten hemen sonra ikinci dilin gerekli olacağını düşünüp Almanca kursuna yazılmıştım.

Alman Kültür Merkezinin (Goethe Institut) bu anlamda çok ciddi eğitim veren bir kurum olduğunu düşünüyorum.

Alman Kültür Merkezin de yaklaşık 3,5 sene eğitim almaya devam ettim. En küçük öğrenci o yıllarda bendim. Yaş sınırı uygulaması vardı. Kayıt yaptırmaya babamla gittiğimizde 18 yaş altı kabul edemeyeceklerini söylemişlerdi. Tüm hayallerimin bir anda kaybolması beni çok korkuttuğu için bu duruma gerçekten çok üzülmüştüm.

O yıllarda yaş kuralı vardı. Sonra bir Alman öğretmen içeriden konuşmaları duyup geldi, güler yüzlü ve son derece kibar bir hanımdı. Mülakat yapalım deyip sonrasında bana neden almanca öğrenmekte israr ettiğimi ve benzeri birkaç soru sordu. Benim cevaplarımın ardından kuruma kayıtım için onay verdi. Sonrasında kendisi ilerleyen zaman içerisinde üst kurlarda eğitmen olarak dersimize girmişti.

Lise son sınıfa geldiğimde aile işimiz olan gıda sektörü ile ilgilenmem gerektiği konusunda düşüncelerinden dolayı iş insanı rahmetli dedem Mehmet Seğmen’i kıramadım. Bir anda kendimi ekonomi bölümünde buldum.

Şuan gıda sektöründe dış ticaret müdürü ve sorumlu yönetici olarak diğer aile bireylerimiz ile beraber işin başındayız. İşimi tutkuyla ve severek yaptığım yakın çevrem tarafından sürekli söyleniyor. Bence işini emek vererek ve en önemlisi dürüstlükle yapan her bireyin er yada geç başarıyı yakalayacağına inanıyorum.

Belki diplomat veya benzeri bir iş kolunda olamadım ama yine dış ilişkilerle alakalı bir işim var. Üstelik kendi işim..

O bana Allah’ın bir lütfu

Bunun dışında bir oğlum var. O bana Allah’ın bir lütfu ve hayatımdaki en büyük en değerli armağan…

Anne olmak öncelikle çok kıymetli ve en büyük gururum. Allah herkese bu duyguyu tatmak nasip etsin. İnanın hep şöyle düşünürüm; hayatta her şey gelip geçici… Aile kavramı kadar önemli bir şey yok. Bu dünyadaki tek servetimiz ailemiz, paradan ve kudretten daha önemli.

O nedenle ailenizin kıymetini bilin, onlarla geçirdiğiniz her vakit altın kıymetinde.

YouTube Kanalım “Emine Yaka Seğmen”

Bırakıp gittiğiniz her neresiyse size kattıklarıyla başlarsınız yeni olana, yeni kıtalara dünyanın bir başka mekanına…

“Zamansızdır vedalar ama tam zamanıdır bazı başlangıçlara.”

Hayata da hep bu bakış açısı ile yaklaştım… Gezilerim bana, hayatıma çok şey kattı, birçok anlamda hayata bakışımı değiştirdi. Birçok insan tanıdım her dilden, din ve ırktan…unutamayacağım anılarla döndüm ve pek çoğunu şimdi aklımda tutmak yerine, sizlerle paylaşmak istiyorum.

Dış ticaret ile ilgili bir işim olduğundan, işim gereği ve birçok kez turist olarak dünyanın pek çok yerine gittim. 2011 yılından beri seyahat ediyorum ve bu işi severek yapıyorum. Her bir gezinin, gördüğüm ülkelerin bana hayat tecrübesi, bilgi, görgü daha pek daha çok şey kattığına inanıyorum. Blog yazma ve kendime ait bir web sitesi kurma fikri, bu gezilerden ve sonrasında bir youtube kanalı açmamla başladı.

Seyahat ve gezi notları, otel incelemeleri, en iyi oteller, en iyi tatil tavsiyeleri, seyahat ile alakalı güncel içerikler ve makaleleri gezi blogu kategorimde zaten paylaşıyor olacağım. O yıllarda tüm bu gezileri fotoğraflarken cep telefonumla çekim yaparak ya da bazen bir fotoğraf makinasıyla ilginç kareleri yakalayarak çekim yaptım.

Ancak bu şekilde hep içime sinmeyen bir şeyler vardı. Çevremde birçok yakınım, eşim dostum bana, neden profesyonel bir makine alıp tüm bu dünya gezilerini, orada yasadıklarımı, ilginç maceraları, tarihi kültürel mekanları ve değişik dünya mutfaklarını ilginç lezzetleri hatta bazen iş gezilerimi Youtube’da bir hesap açarak birçok insanlarla paylaşmıyorsun? gibi önerilerde bulunuyorlardı.

Bende düşündüm neden olmasın dedim kendi kendime ve bir aksiyon kamerası go pro7 4k alarak 10 ay önce yola çıktım. Aslında bu kamerayı doğum günümde ailem hediye etmişti. Onlara ve bu yolda desteğini esirgemeyen tüm dostlarıma ayrıca çok teşekkür ederim.

Bu yola çıkarken ticari kaygılarım olmadı. Severek yaptığım bir işim var zaten yani amacım, dünyada birçok yeri gezerken sizlerle tüm bu bahsettiğim gezi ve deneyimlerimi, her ayrıntıyı paylaşmak istiyorum ve bundan keyif alıyorum. Çok eğlenceli ancak seyahat ederken bir taraftan da Youtube çekmek aslında bir o kadar zor çoğu yerde izin verilmiyor bazı ülkelerde sırtınızda çanta elde kamera güvenliğin az olduğu yerlerde bu çok tehlikeli bile olabiliyor.

Daha yolun basında sayılırım ve amatör olarak bir başlangıç yaptım her gün yeni bir şeyler öğrenip kendimi geliştiriyorum. Youtube’da olmakta benim için çok anlamlı ve değerli, çünkü bir düşüncemde buradan gelecek gelirle ihtiyaç sahiplerine tekerlekli sandalye almaktı. O nedenle ticari kaygılarla değil, yardım amaçlı bir Youtube kanalı açtım. Böylelikle daha çok kitleye ulaşabilme imkânım doğdu.

Tabii burada bir nokta benim için önemli; sadece konu olsun diye inanmadığım ve çok sayıda video çıkarmak adına paylaşımlar yapmak çok bana göre değil. Bir mantığı olması lazım Bazı videolarımda iş gezilerimin gereği gıda fuarlarından da kısa paylaşımlar yaptım.

Henüz 13 video paylaşmama rağmen sizlerden aldığım enerji, yorumlar bazen minik öneriler beni çok mutlu ediyor. İmkanların el verdiği ölçüde, değişik içeriklerle yola sizlerin de desteğiyle ve bahsettiğim amaç doğrultusunda devam edeceğim inşallah… Sizler, yorumlarınız her geri dönüş, öneriler benim için ilham ve motivasyon kaynağı…

Burada hayatın stresinden biraz olsun minik kaçışlarla tamamen doğal, çektiğim video içeriklerinde beraber eğlenip gezip görüp bana yol arkadaşlığı yapan takipçilerimle yoluma devam etmek istiyorum.

Beni mutlu eden bu, kaygılı bir şekilde video çıkarmam lazım stresine girildiği anda baştan kaybediyorsunuz. Zaten doğallıktan da uzaklaşmış oluyorsunuz. Özgür ruhlu bir yapım var, her ne kadar dakik yaşıyor hatta iş disiplinini bazen abartıyor olsam da etik olarak istediğim ve sevdiğim videoları çekmek istiyorum. ’’Kendim gibi olmak’’ bu üç kelime benim yaşam felsefem…

Web sitemde hayata dair bazı açılımlar (Aile, çocuk, kadın ve sağlık) da zaman içinde eklemeyi düşünüyorum. Özellikle çok önemsediğim toplumda kadının yeri ve değeri bunlardan biri olacak…

Toparlayacak olursam, birde dünyaya benim gözümden ve kalemimden görün istiyorum. Keyifli vakitler geçirmeniz dileğiyle…

Ayrıca aşağıya bıraktığım diğer sosyal medya hesaplarımdan da beni takip edebilir ve bana yazabilirsiniz.

Hoşçakalın

Twitter ► https://twitter.com/EmineYakaSegmen
Instagram ► https://instagram.com/EmineYakaSegmen
Facebook ► https://facebook.com/EmineYakaSegmen

Yorum Yapın